Birbirimizle çalışma, iletişim ve işbirliği yapma şeklimiz gelişmeye devam ediyor. Uzaktan ve hibrit çalışmanın hayatımıza girmesiyle, kurumsal verilerin güvenliği merkezi olarak korunmaktan, çalışanlara bağlı hale geldi.
Paylaşılan veri tabanlarına ve cihazlara bağlanan çalışanların(uçların) ve cihazların sayısı büyük ölçüde arttı ve bilgisayar korsanları, bir kuruluşun güvenliğinin ancak en zayıf halkası kadar güçlü olduğunun fazlasıyla farkında. Kaosun ortaya çıkması için tek gereken şey ise bir boşluğun ortaya çıkması.
Yeni bir yaklaşım gerek
Siber güvenlik tehditleri artmaya devam ederken, uyum sağlamamız ve gelişmemiz gerektiği aşikâr. Dokümanlarımızı ve verilerimizi korumak için dün kullandığımız çözümlerin modası malesef geçti.
IDC'ye göre, kuruluşların çoğu, baskı ve belge güvenliğine nazaran BT güvenliğine daha önem vermekte. Çoğu durumda, BT yöneticileri ve Baş Bilgi Güvenliği Görevlileri (CISO'lar) halihazırda yürürlükte olan sistemlerin bağlı çevre birimlerini kapsayacağını ve koruyacağını varsayarlar - kendilerini tehlikeye atarlar.
Ancak, her kuruluşun savunmasız noktalarının farkında olması çok önemlidir. Bu, e-posta gelen kutunuzdan MFP'nize kadar verilere erişilebilecek her yeri içerir.
Bu noktada güvenliği yeniden gözden geçirmek ve kontrolü ele almak gerek. Ağlarımıza bağlı her bir cihaz üzerinde kontrol sağlanması, paylaşılan veritabanlarına kimin ve nereden erişeceği üzerinde kontrol sağlanması gibi. Yani kontrol olmadan veri güvenliği şansa bırakılmış demektir.
Şans demişken; güvenlik duvarlarına girmek, parolaları ortaya çıkarmak ve işinize zarar vermek isteyenlerin kulağına hoş bir sedadan bahsediyoruz.
Şimdi soru, değerli belgelerinizin ve verilerinizin kaderini şansa bırakmaktan mutlu
musunuz? Biz öyle düşünmedik. Gereksiz riskleri ortadan kaldırmanın zamanı geldi. Her şeyin yolunda gideceğini ummayı bırakmanın zamanı geldi.
Kyocera olarak, geçmişte müşterilerimizin işlerini büyütmelerine yardımcı olan çözümlerin de gelişmesi gerektiğini fark ettik. Düşündük ve uyarladık.
Meydan okuma zamanı
Güvenliğin temel unsurlarına odaklanarak, genel güvenlik çerçeveniz içinde hayati bir parça olmaya hazır bir A3 MFP çifti sunduk.
TASKalfa 2554ci ve TASKalfa 3554ci cihazları, güvenlik günlüğü yönetimi, sertifika geçerliliği, geliştirilmiş iletişim protokolleri ve e-posta şifreleme gibi alanlara hitap eden bir dizi güvenlik geliştirmesiyle piyasaya sürüldü.
Yeni ürün yelpazesi, kapsamlı güvenlik felsefemizle uyumlu
Cihazlarınızın ve verilerinizin hak ettikleri korumayı almasını sağlamak:
Veri Gizliliği: MFP tarafından işlenen veriler üçüncü bir tarafa sızdırılmamalıdır.
Veri Bütünlüğü: Varlıklar değiştirilmemelidir. Doğrulanmalı ve geçerli olmalıdırlar.
Bilgilerin Kullanılabilirliği: Bilgiler, gizlilik ve bütünlük ile korunurken istendiğinde hemen erişilebilir olmalıdır.
Doğruluk: Bilgi varlıklarının yazarının veya sahibinin gerçekliği doğrulanabilir.
Sorumluluk: Kullanıcı ve yönetici işlemlerinin geçmişi ve MFP davranışı izlenebilir.
Reddetmeme: MFP kullanıcıları ve yöneticileri tarafından gerçekleştirilmeyen işlemlerin, kullanıcılar tarafından reddedilmesini önleyin.
Aygıt Güvenilirliği: MFP'nin davranışı ve çıktısı doğru ve beklendiği gibidir.
Bunlar, sürdürülebilir başarının üzerine inşa edildiği sağlam temellerdir. Hibrit çalışma çağında optimum veri güvenliğini sağlamak için hızlı bir dokunuş yoktur. Cihazlarda, konumlarda ve erişim noktalarında yaşanan artış, yeni bir siber güvenlik tehdidi dalgası yarattı ve işyerleri, gizli verilerinin güvende kalmasını sağlamaya çalışırken yeni çalışma yöntemlerini denemeye devam ediyor.
Yine de iyimser olmak için neden var: doğru zihniyet ve doğru araçlarla işletmeler, bu büyük yıkım dönemini organik büyüme için yeni fırsatlar keşfetmek için bir platforma dönüştürebilir. Bu, müşterileri için daha da fazla değer yaratmanın anahtarı olacaktır.
